Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
take away
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
alıp götürmek, uzaklaştırmak.
take away a knife from a child
: çocuğun elinden bıçağı almak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
take away from one's public image
halkın gözünde itibarını düşürmek
Verb
take away one's breath
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath
: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
takeaway
paket servisi
Noun
takeaway
paketlenmiş sıcak yemek
Noun
takeaway
paket servisi yapan restoran
Noun
takeaway
anafikir, temel mesaj, akılda kalacak şey, meram
Noun
(pain , fever , thirst) to take away
kesmek
Verb
take away a pension from sb
birinin emeklilik hakkını iptal etmek
Verb
take away a smaller sum from a larger
büyük sayıdan küçük sayıyı düşmek
Verb
take away from school
okuldan almak
Verb
take away meals
alıp dışarı götürülebilecek hazır yemek
take away pain
acıyı dindirmek
Verb
take away the right to vote
oy hakkını elinden almak
Verb
take (away)
götürmek
Verb
take matters away
işleri kolay yanından almak
Verb
take one'breath away
vb ötürü soluğu kesilmek
Verb
take one'breath away
konuşamaz hale gelmek
Verb
take one's breath away
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath
: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
take sb's breath away
birinin nefesini kesmek
Verb
take sb's mind away
birinin aklını çelmek
Verb
to take one'breath away
heyecan
to take one'breath away
sevinç
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.